NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
114 - (427) حدثنا
خلف بن هشام
وأبو الربيع
الزهراني وقتيبة
بن سعيد. كلهم
عن حماد. قال خلف:
حدثنا حماد بن
زيد عن محمد
بن زياد.
حدثنا أبو
هريرة؛ قال:
قال
محمد صلى الله
عليه وسلم
"أما يخشى
الذي يرفع
رأسه قبل
الإمام أن
يحول الله
رأسه رأس حمار؟".
{114}
Bize Halef b. Hişâm ile Ebü'r-Rabî'ez-Zehrânî
ve Kuteybetü'bnü Saîd hep birden Hammâd'dan rivayet ettiler. Halef Dediki: Bize
Hammâd b. Zeyd, Muhammed b. Ziyâd'dan rivayet etti. (Demişki): Bize Ebu Hureyre
rivayet etti. Dediki: Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«Başını imamdan önce
kaldıran kimse Allah'ın onun başını eşek başına çevireceğinden korkmuyor
mu?» buyurdular.
115 - (427) حدثنا
عمرو الناقد
وزهير بن حرب.
قالا: حدثنا إسماعيل
بن إبراهيم عن
يونس، عن محمد
بن زياد، عن
أبي هريرة؛
قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "ما يأمن
الذي يرفع
رأسه في صلاته
قبل الإمام،
أن يحول الله
صورته في صورة
حمار".
{115}
Bize Amrü'n-Nâkıd ile
Züheyr b. Harb rivayet ettiler. Dediler ki: Bize İsmail b. İbrahim, Yunus'dan, o
da Muhammed b. Ziyâd'dan, o da Ebu Hureyre'den naklen rivayet etti. Ebu Hureyre
şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«Namazı esnasında başını
imamdan evvel kaldıran kimse Allah'ın, onun suretini eşek suretine
çevirmesinden emin olamaz.» buyurdular.
116 - (427) حدثنا
عبدالرحمن بن
سلام الجمحي
وعبدالرحمن
بن الربيع بن
مسلم. جميعا
عن الربيع بن
مسلم. ح
وحدثنا
عبيدالله بن
معاذ. حدثنا
أبي. حدثنا
شعبة. ح
وحدثنا أبو بكر
بن أبي شيبة.
حدثنا وكيع عن
حماد بن سلمة.
كلهم عن محمد
بن زياد، عن
أبي هريرة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم، بهذا.
غير أن في
حديث الربيع
بن مسلم "أن
يجعل الله
وجهه وجه حمار".
{116}
Bize Abdurrahman b.
Sellâm El-Cumâhi' ile Abdurrahman b. Rabî b. Müslim hep birden Rabi' b.
Müslim'den rivayet ettiler. H.
Bize Ubeydullah b. Muâz
da rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dedi kî): Bize Şu'be
rivayet etti. H.
Bize Ebu Bekir b. Ebî
Şeybe dahî rivayet etti. (Dediki): Bire Vekî', Hammâd b. Seleme'den rivayet
etti. Bunların, hepsi Muhammed b. Ziyad'dan, o da Ebu Hureyre'den, o da Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'den bu şekilde rivayet etmişlerdir. Yalnız Rabi
b. Müslim hadîsinde:
«Allah onun yüzünü eşek
yüzüne çevireceğinden» denilmiştir.
İzah:
Bu hadisi bütün Kütübü
Sitte sahipleri muhtelif râvilerden tahrtc etmişlerdir. Hz. İbni Mes'ud
(Radiyallahu anh) rivayetinde:
«Başını imamdan önce
kaldıran kimse Allah'ın onun başını köpek başına çevirmesinden emin olmaz.»
buyurulmuştur.
Görülüyorki,
rivayetlerin bâzısında başını eşek başına, bazılarında suretini eşek suretine;
diğer bazılarında da başını köpek başına çevireceğinden emin olamaz
buyurulmuştur. Ulemâ bu cümlenin mânâsı hakkında bir çok sözler söylemişlerdir.
Kirmani'ye göre bu cümle ahmaklıktan kinayedir. Bir şeyin hakikatini başka şeye
çevirmeye «mesh» denilir. Mesh bu ümmet hakkında caiz değildir. Kaadî Ebu Bekir
İbni'l-Arabî:
«Allah'ın, eşek başına
çevirdiği bir kimse bu ümmetde mevcut değildir. Çünkü bu ümmet mesh'den
emindir. Bu cümleden murâd; olsa olsa eşeğin mânası, yâni basiretsizlik ve
inatçılıkdır. Çünkü bukağılandığı vakit yürümemek ve kapandığı vakit şahlanmak
eşeğin şânındandır.» demiştir. Fakat Aynî bu sözlere itiraz etmiş, âhir zamanda
mesh'in vuku bulacağını sahabeyi kiramdan bir cemâatin rivayet ettiğini
söylemiştir.
Şeyh Takiyyüddîn: «Bu
hadîs zahiren suretin değiştirileceğini iktizâ eder, ama mecazen manevî bir hususa
da aittir. Çünkü eşek ahmaklıkla vasıflanır. Bu mânâ câhil bir insana da
istiare edilebilir.
Bugüne kadar bir çok
cemâatin imamdan önce rüku ve secdeden başlarını kaldırdıkları halde
suretlerinin değiştirilmemiş olması hadîsi mecaza hamledenlerin kavlini teyid
etmektedir.» diyor. Fakat Ayn'î bunu da kabul etmemiş ve şöyle demiştir: «Bu
sözün doğru olduğunu teslim etsek bile cezanın Allah Teâlâ'nın dilediği bir
zamana tehiri neden caiz olmasın. Nitekim bazı kitaplarda okuduğumuza ve
mutemed zevattan işittiğimize göre Şiîlerden bir cemâat ashâb-ı kirama
sövdükleri için Ölürken bâzısının suretleri eşek, bazısının da domuz
olmuştur...
îbni Hacer-ı Askalânî
şöyle bir vak'a hikâye ediyor: Muhaddislerden biri hadîs okumak için Dimeşk'a
gitmiş ve meşhur bir üstâd bularak ondan ders almağa başlamıştır. Bir müddet
devam etmişler. Fakat üstâd daima perde arkasında bulunuyor, yüzünü talebesine
göstermiyormuş. Hayli bir zaman bu minval üzere devam edip, talebesinin hadîs
ilmine karşı son derece iştiyaklı olduğunu görünce perdeyi açmış. Bir de ne
görsün, yüzü tamamen eşek yüzü!.. O vakit şeyh şunu söylemiş: «Oğlum, sakın
imamdan önce doğrulma! Zîra ben hadîsde bunu görünce vukuunu kabul etmedim ve
imamdan önce doğruldum, yüzüm şu gördüğün hâle geldi.»
Hadîsi Şerif Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in ümmetine karşı beslediği hudutsuz şefkatini,
ümmetine bütün ahkâmı ve bu ahkâma terettüp eden sevabı, ikâbı beyân ettiğini
gösteriyor. Ayrıca tehdide de şâmildir, ibn-i Mes'ud (Radiyallahu anh) imamdan
önce başını kaldıran bir zât'a bakmış da:
«Sen ne yalnız kıldın,
ne de imama uydun» demiştir. Hz. İbni Ömer 'den de buna benzer bir söz rivayet
olunur. Hattâ İbni ömer (R.A.) imamdan evvel başını kaldıran kimseye namazı
yeniden kılmasını emr etmiştir. Cumhuru ulemâya göre başını önce kaldırmak
haram ise de bundan dolayı namazı yeniden kılmak icâb etmez.